Ülke olarak çok zor zamanlar geçiriyoruz. Üzüntü, kaygı, korku, endişe, suçluluk, pişmanlık, öfke, karamsarlık, panik, çaresizlik ve utanç gibi duyguları çok yoğun yaşıyoruz. İzlediklerimiz, duyduklarımız hepimizin psikolojisini derinden etkiliyor. Deprem bölgelerinde ailesi, akrabaları, arkadaşları olanlarımız var. Bir yandan haber almaya çalışıp bir yandan her telefonu çaldığında korku, kaygı ve umudun karmaşasını çok yoğun yaşayanlarımız var. Bazen öfkeleniyor, kızıyor bazen de ağlıyoruz. Yaşadığımız duygular verdiğimiz bu tepkiler; anormal bir durum içinde verdiğimiz doğal tepkiler aslında. Acı bir gerçekle karşı karşıya olsak da daha çözüm odaklı bir bakış açısıyla yapabileceklerimize odaklanmamız hem kendi psikolojimiz hem çocuklarımızın psikolojisi hem de depremzedeler için çok daha faydalı olacaktır.
Çocuklarımıza Depremi Nasıl Anlatmalıyız?
Çocuklarımıza hiçbir şey yokmuş gibi davranmamız mümkün değil, böyle davranmamız doğru da olmaz. Bu konuyu konuşmaktan kaçınmak yerine çok fazla ayrıntıya girmeden, dramatize etmeden konuşmak çok daha sağlıklı olacaktır."Deprem; yer kabuğu katmanlarının yer değiştirmesi sonucu meydana gelen yağmur, kar, rüzgar gibi bir doğa olayı." şeklinde açıklamalarla anlatılabilinir. Böyle bir doğal afetten sonra çocuklara, depreme birebir maruz kalmış kişilere yardım edebilme fırsatı verilirse kendilerini daha iyi hissederler. Bu nedenle çocuğunuzla depremzedelere nasıl yardım edebileceğiniz hakkında konuşabilirsiniz. Birlikte ihtiyaç listesi hazırlayabilir, aldıklarınızı paketlemeniz için yardım isteyebilirsiniz. Böylece çocuğunuzun empati ve dayanışma duygusunun gelişmesini sağlayabilirsiniz.
Deprem Planı Yapmak Kaygıyı Azaltacaktır
Her ailenin kendine ait bir deprem planı oluşturması ve bu plan doğrultusunda o anda neler yapılabileceklerini önceden belirlemiş olmaları, çocuklara bu durum üzerinde biraz da olsa kontrol hissi verecektir. Birlikte deprem çantası hazırlamak, kontrol etmek hem sizin hem de çocuğunuzun kaygısını azaltacaktır.
Medyanın Sağlıklı Kullanımı Oldukça Önemli
Medya ya da sosyal medya üzerinden deprem sonrası ne olup bittiğini öğrenmek istemeniz oldukça doğaldır ancak deprem ile ilgili haberleri aşırı şekilde takip etmekten, sürekli tekrarlayan deprem görüntülerini izlemekten kaçının. Depreme ait görüntü, resim, haber ve tartışmalara gereğinden fazla odaklanmak, sizin ve çocuğunuzun travma tepkilerinizin artmasına neden olabilir.
Rutinler Mümkün Olduğunca Devam Etmeli
Deprem gibi doğal afetler çoğumuzun kontrol hissini kaybetmesine yol açar. Böyle zamanlarda çocuklar olabildiğince kontrolü ellerinde tutan, güvenilir, güçlü yetişkinleri yanlarında görmeye ve hissetmeye ihtiyaç duyarlar. Bu kontrolün sürdürülebileceği ve güvenlik hissinin de tazelenebileceği en önemli alan günlük rutinlerdir. Böyle zamanlarda çocuğunuzun var olan yemek yeme, uyuma, banyo yapma gibi günlük rutinlerini mümkün olduğunca devam ettirin.
Baş Etme Becerilerimizi Fark Edelim
Baş etme; insanların tehlike ve stres durumlarından sıyrılabilmek için gösterdiği davranışlardır. Daha önce sizi üzen, kaygılandıran ya da korkutan bir olayı düşünün. Ne yapmak size iyi gelmişti? Yaşadığınız o durumla nasıl baş etmiştiniz? Kendinize ve çocuğunuza sorduğunuz bu sorularla baş etme becerilerinizi fark edebilirsiniz.(Resim çizmek, müzik dinlemek, yürüyüş yapmak, nefes egzersizleri, duygularınızı yazmak vb.)
Yaşadığımız bu zorlu süreçte depremzedelerin yaralarını sarabilmek ve hepimizin elinden geleni yapabilmesi için öncelikle kendi psikolojimizi yönetmeye çalışmakla yükümlüyüz.
HEPİMİZE GEÇMİŞ OLSUN.