İnsan hayatının her döneminde olduğu gibi mutluluk ve üzüntünün, başarı ve başarısızlığın içe içe olduğu bir dönemi daha geride bıraktık. Bu dönemin son konusu olan “Karne Değerlendirmesi ve Tatil Süreci“ni Rehberliğin Penceresi”nden bir mektupla sizinle paylaşmak istedik.
Değerli Olduğunu Hissettirmek
Öncelikle karnedeki notların, çocuğumuzun kişiliğine ait özellikler olmadığını hatırlamak ve çocuklarımıza hatırlatmak faydalı olacaktır. “Ben hiçbir işe yaramıyorum, hep başarısızım ve öyle kalacağım” algısı oluşturmadan notlarını değerlendirmeye dikkat etmek önemlidir. Başarısızlık geçicidir kalıcı olan şey; tepkilerimizin çocuğumuzun psikolojisindeki etkileridir. Notları iyi de olsa kötü de olsa, tüm bunlardan bağımsız bir şekilde onlar çok değerli ve her insan gibi çocuklarımızın da bunu hissetmeye ihtiyaçları var.
Başkalarıyla Kıyaslama Yapmaktan Kaçınmak
Her insan biriciktir. Herkesin ilgi alanı, yetenekleri farklıdır. Bu doğrultuda çocuğumuzu kendi içinde, kendi donanımı doğrultusunda değerlendirmek ve bununla orantılı bir başarı beklemek doğru bir yaklaşım olacaktır. Kendi akademik geçmişimizle, akrabalardaki diğer çocuklarla ya da sınıf arkadaşlarıyla kıyaslamak çocuğumuzu psikolojik olarak olumsuz etkileyeceği gibi yanlış bir “başarı” algısı oluşturacaktır. Çocuklarda bu algıyı oluşturan en önemli etken ise biz yetişkinlerin yanlış tutumlarıdır. Başarıyı kendiyle yarışmak yerine başkalarıyla yarışmak olarak algılatılan çocuklar, büyüdüklerinde mutsuz olma potansiyelleri yüksek bireyler olarak hayatlarını sürdürürler.
Karne Zekâ Seviyesi Göstergesi Değildir!
Karnenin amacı; farkındalık oluşturmaktır. Karnedeki notları; çocuğumuzun zekâ seviyesini gösteren ölçütler olarak kabul edersek onlara çok büyük haksızlık etmiş oluruz. Karnedeki yüksek notlar “Doğru ve iyi bir şekilde ilerliyorsun böyle devam etmelisin” mesajı verirken, karnedeki düşük notlar “Çalışma yöntemini ve zaman planlamanı tekrar gözden geçirmelisin” mesajı verir. Karnedeki notların verdiği mesajı çocuklarımızın doğru algılamasını sağlamak oldukça önemlidir.
Abartılı Tepkilerden Uzak Durmaya Özen Göstermek
Karnedeki notlar yüksekse çocuğa aşırı övgüde bulunmak sorumluluk ve başarı algısının yanlış şekillenmesine yol açabilir. Başarılı olduğunda aşırı övgüde bulunulan çocuğun başarısızlık korkusu artabilir ve ileriye yönelik kaygısı yoğunlaşabilir. Pahalı hediyeler yerine abartılı olmayacak şekilde sözel ifadelerle performansını takdir etmek, onu bu sonuca götüren yolu birlikte değerlendirmek, zorlandığı alanlarla ilgili fikirlerini almak, doğru bir yaklaşım tarzı olacaktır. Karnedeki notlar düşükse; öncelikle çocuğunuzu suçlamadan, kendini değerlendirmesine olanak ve zaman tanıyın. Eksiklikleri ve hatalarını görmesini, bu eksiklikleri nasıl kapatacağını düşünmesini sağlamak, söylemekten çok daha etkili olacaktır. Bu süreçte ona nasıl yardımcı olabileceğinizi sorup, yanında olduğunuz mesajını vermek, motive eden bir yaklaşım tarzı olacaktır.
Çocuğumuzun Kişiliğini ve Yeteneklerini Tanımak
Çocuğumuzla kaliteli zaman geçirmeyi başarabilirsek kişiliğini ve yeteneklerini tanımak bizim için çok güç olmayacaktır. Kaliteli zamandan kastımız birlikte ders çalışmak ya da birlikte alışveriş merkezlerine gitmek değildir. Kaliteli zaman; çocuğumuzun İlgi alanı, becerileri ve istekleri doğrultusunda keyifli zaman geçirebileceği etkinlikler için ona fırsat tanıdığımız, karşılıklı iletişimin sağlandığı zaman dilimidir. Anne baba olarak, “ders çalış” demek ve ders çalıştırmak dışında çocukla birlikte ne kadar zaman geçirdiğimizi gözden geçirerek zaman planlaması yapmak ve çocuğumuzu bu yetenekleri doğrultusunda değerlendirmek daha doğru bir yaklaşım yöntemi olacaktır.
Tatil Sürecini İyi Değerlendirmek
Karne nasıl olursa olsun yarıyıl tatili, tatil olarak geçirilmeli, tatili hak etmedin diyerek katı cezalar verilmemelidir. Her çocuğun dinlenmeye ihtiyacı vardır. Bir yandan dinlenirken bir yandan da çalışmaya, okumaya devam etmesi önemlidir. Tatil dönemi; çocukların düzeninin çok bozulmaması gerekir. Tüm tatili bilgisayar karşısında geçirmesi ya da çok geç saatlere kadar oturması sağlıklı değildir.
Hepimiz; sırtımızda kendimize göre ağır yükler taşıyoruz. Çocuklarımızın yükleri de onlardan isteklerimiz ve beklentilerimiz. Bir hamalın dediği gibi “Umut var oldukça dünyayı ver sırtıma, hayatın yükü vız gelir bana.” Yükü yüklerken umudumuzu yitirmemek, çocuklarımıza sevgimizi doyasıya vermek dileğiyle.
Birlikte keyifli zaman geçirebileceğiniz, mutlu tatiller dileriz.
Saygılarımızla.